son beğenilen tanımları genel istatistikler
- iyi günler citibank kredi kartınız var mı? - yok. - peki olsun ister misiniz? - bu şehirde citibank yok, bu yüzden kartım olması halinde ödeme konusunda zorluk çekeceğim, dolayısı ile olsun da istemiyorum; ayrıca mafya babasımıyım ya ben, önüne gelen kredi kartı çıkarttırtıyor. bir sürü limit oldu, kazara harcasam batarım. - ama işte biz kart başına para alıyoruz, lütfen bizim için çıkartın, bulunsun o da, bik bik bik bik. - tamam madem, alın bunlar kişisel evraklarım, alın bunlar da imzam. - peki iş yerinde çalışanlarınız çıkartmak isterler mi? - bilmem ki? neyse teker teker sordular çalışanlara, aralarından kredi kartı çıkartmak isteyenler oldu. fakat burada çalıştıklarına ve maaş aldıklarına dair bir kağıdı işveren olarak benim imzalamam gerekiyor. imzaladım ben de. gel zaman git zaman, iş yerinde çalışan ve "benim kefil olduğum" herkese citibank kredi kartı geldi; bana ise "banka kriterlerine uymadığım için" kart veremediklerini yazdıkları bir mektup. sandığınızın aksine sevindim efendim. istemiyorum çünkü kart mart. bir kaç gün sonra, kart çıkartmakla görevli kızlardan biri iş yerimin önünden geçerken karşılaştık. - merhaba guybrush bey, geldi mi kartınız. - yok, neyse ki gelmedi. - ama nasıl olur, hemen ilgilenicem konuyla - lütfen; ilgilenmeyin. vay ben nereden bilebilirim, garipliklerin bununla sınırlı kalmayacağını. citibank çağrı merkezinden arandım üç gün sonra; - iyi günler, threepwood ltd. şti. mi? - evet buyrun - iyi günler ben citibank'tan arıyorum, yetkili birisi ile görüşebilir miyim? - buyrun, ben yeteri kadar yetkiliyim. - peki. guybrush threepwood adında biri çalışıyor mu orada? - evet ben kendisiyim de, niye soruyorsunuz bütün bunları? - bize bir kredi kartı başvurunuz olmuş da, onun için rahatsız ettim efendim - bakın hanımefendi, olay tam olarak şöyle gerçekleşti (.......bütün hikayeyi en başından anlattım, dedim bunlara, iki tane taş gibi kız gönderdiniz, biz de kırmadık başvurduk, benim kefil olduğum herkese kredi kartı geldi, bana gelmedi. hoş; umrumda değil, çünkü sizin hiçbir yerde geçmemek ile ün yapmış kredi kartınızı istemiyorum, hiç bozmayın durumu, göndermeyin kart mart.....) - ee peki efendim. - iyi günler. - iyi günler. bir hafta sonra elimdeydi kart. tekrar aradım - iyi günler citibank. - merhaba, bana kart göndermişsiniz ama, ben bu kartı istemiyorum. iptal edebilir miyiz? - hay hay, öncelikle bir dilekçe yazıp faks çekmeniz gerekiyor. daha sonra kartınız iptal olur. - ben dilekçe falan yazmak istemiyorum. istemediğim ve şu an burada olmaması gereken bir kartı iptal ettirmek istiyorum. - buradan iptal işlemi gerçekleştiremiyorum efendim. - e peki kartım çalınsa nereden iptal ettireceğim? - çalınma durumlarında kartınızı iptal edebiliyoruz. - e vaz geçtim o zaman; çalındı benim kartım. yok kayboldu, bulamıyorum. - ..... - panikteyim. - sanırım anladım sizi efendim. tamam kartınız güvenliğinden şüphe mi duyuyorsunuz? - kesinlikle. paranoyak oldum burada. - tamamdır, iptal ediyorum o zaman kartınızı, yenisini göndermemizi ister misiniz? - sizce? - peki efendim, kartınız iptal edilmiştir. iyi günler. - teşekkür ederim. iyi günler. -
en geneli adventure oyunlarında kullanılır, kullanılması halinde oyundan alınan zevki minimum a indirir.
gerçek adı joseph ratzinger dır. almandır. istanbul trafiğine katkıları göz önünde bulundurulduğunda, devlet başkanlığının yanında rahatlıkla belediye başkanlığı da yapabileceğinin sinyalini vermiştir.
bir de şarkıcılar çok sever bu kelimeyi. her on şarkıdan altısında geçer. fonetik açıdan kulağa hoş geliyor, belki sebep budur, bilemeyeceğim.
o olmazsa fenerbahçe olmaz. fenerbahçe olmazsa o olmaz.
(bkz: guybrush threepwood)
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |